"Samsunspor'da bir devir sona erdi" demek gelmiyor içimden...
Ben; yaşım gereği 90'lı-2000'li yıllardaki "İsmail Uyanık efsanesini" hatırlayanlardan biri değilim. Bir buçuk yıllık bir tanışmışlığım var başkanla...
Deplasmanlara giderken, meslek büyüklerimizin geçmişi yad ederken Başkanımız Uyanık'ı tanıdım ya da O'nunla birlikte bulunduğumuz ortamlarda kendisinden dinledim anılarını...
O'nun nasıl bir Samsunsporlu olduğunu, "efsane" sözünün ona nasıl yakıştığını dinlemek keyif vericiydi...
Daha yüzlerce anı vardır elbette ama "hikayeler şimdilik" yarım kaldı...
İşte günümüz çağında sosyal medyanın zararlarından bahsediyoruz ya bugün ki; ayrılığın arkasında da en büyük etken "sosyal medyaydı..."
Başkanımız Uyanık'la yaptığımız toplantılarda "Kardeşim" sözleriyle ifade ettiği Yüksel Yıldırım'a bu sefer, "Bey" diye hitap etmesi dikkatimden kaçmadı.
Uçağını iptal edip, akşamki toplantıya katılmayacak kadar "kırgınlık" artık büyümüştü...
"Valiz hazırmış" çoktan da o gün "bugünmüş..."
Toplantı da sordum? "Siz misiniz tüm sorumlusu bu başarısızlığın..."
Gerçi nasıl bir başarısızlık varsa... Başkanı ve hocası "namağlupken" ayrılan bir takımdan bahsediyoruz...
Bir de profesyonellerin olduğu bir takımda...
Bence değil, değildir, olamaz...
Herkes şapkasını önüne koymalı, "nerde yanlış yapıldığını" düşünmeli...
O kadar büyük hatalar zinciri var ki; "sayalım mı desek, bu satırlar dolar, taşar..."
Uyanık, bunu yaptı ve ayrılık nedenlerinin üstüne basa basa söyledi, "ayrılma" erdemini gösterdi.
Son dönemde gerek kulüp içinde ve gerekse de Yüksel Yıldırım'ın çevresindeki bazı söz sahibi insanların "iyi niyetli" olduğunu maalesef düşünmüyorum.
Şehir olarak en büyük problemimiz bu ya, birileri bu takımdaki kaostan beslenmeyi seviyor.
"Profesyoneller takımı" olan bu camiada kaos da nasıl olur anlamak mümkün değil ya...
Eğer bu takım profesyonellerce yönetiliyor veya yönetilecekse, soruyorum?
1- Bugün kulüp içerisindeki profesyoneller bu olaylar kangren olana kadar neredeydi?
2- Neden sustu, neden kaplumbağa gibi kabuğuna çekildi?
3- Ya da onlarda "kangrenin" oluşmasına vesile mi oldu?
Kimse "ben suçsuzum" demesin.
3 hoca değiştirdi bu takım... Dördüncüsü yolda...
Futbolculara milyonlarca lira harcandı. İlk sene şampiyonluk yalan oldu. Bu sene futbol yok, formayla maç kazanıyoruz... Son olarak Uyanık ayrıldı...
Bitmek bilmedi bu takımda dedikodular, hadiseler...
Uyanık, "çift başlılığın" faturasını kendine keserken, bir sözü dikkatimi çekti; tekrar soruyorum?
"Ortalığı bulandıranların da en fazla kendi içimizden insanların olduğunu da gördük" sözlerini üstüne alınan var mı?
Yani Uyanık'tan rahatsız olan birileri var mı?
Var var; üstlerine de alınmalılar...
Toplantı esnasında Başkan Uyanık üst üste mesajlarını verirken, (üzüntü değil) hicabından yüzünü yerden kaldıramayanlar vardı...
"Bizi engelliyor, konuşmama izin vermiyor" diyenler mesela.
İsmail Uyanık'ın arkasından "iş çevirecek" kadar küçülenler mesela.
Unutmayın; "şirket burası" ya, "Yıldırım ve Uyanık" eğer yol ayrımına girebildiyse, düşünün gayri siz gerisini...
Ortada "tek doğru ve gerçek" var, bu Atatürk'lü armanın sahibi Samsun'dur, Samsunsporlular'dır.